The Century of the Self: Mutluluk Makinaları

The Century of the Self: Mutluluk Makinaları

Bugün sizlerle izlediğim harika bir belgeseli paylaşmak istedim. Dört bölümden oluşan belgeselin ilk bölümünü kısaca özetledim. Diğer yazılarda kalan üç bölümü de anlatacağım.

1. Mutluluk Makinaları

Bundan yaklaşık 100 yıl önce yeni bir teori ortaya atıldı. Sigmund Freud’un teorisine göre insanların içlerindeki bencil arzular tatmin edildiğinde mutlu olurken aynı zamanda uslu çocuklar oluyorlardı. Freud’un fikirleri ilk başlarda Avusturya’da nefretle karşılandı. O zamanlar Viyana Orta Avrupa’yı yöneten en geniş imparatorluklardan biriydi. Freud’un fikirleri ise İmparatorluğa bir tehdit olarak karşılandı. Çünkü o zamanlar duygular gösterilmezdi. Freud’a göre duygular bastırılıyordu çünkü çok tehlikeliydiler. Freud’un kuzeni Amerika’da medya danışmanlığı yapan Edward Bernays olmasaydı Freud’un fikirleri bu denli çabuk bir şekilde dünyaya yayılamazdı. Edward Bernays kadınlara sigara içtiren adam olarak tarihe geçti. Freud’un kitaplarını okuyarak barış zamanında kitlesel ikna tekniklerini kullanan ilk insandı. Eğer bir kadın sigara içiyorsa bu onu daha güçlü ve bağımsız kılar fikrini yaydı. Ayrıca Amerika’yı ihtiyaç kültüründen arzu kültürüne geçirmeliyiz fikrini ortaya atan da Edward Bernays idi.  Bugün de tüketicileri ikna etmek için kullanılan metotları ilk kullananlardan biriydi. Satın aldığımız şeyleri eskiden ihtiyaçtan alıyorken şimdi nasıl göründüğümüzü başkalarına göstermek için alıyoruz. Bu değişim ekonomik, sosyolojik ve kültürel olarak önemli bir adımdır. 1927’lerde Amerikan demokrasisine gelen yeniliğe ‘‘tüketicilik’’ adı veriliyor. Freud ise 1. Dünya Savaşı sonrası iyice kötümserleşti ve grup davranışı üzerine yazmaya başladı. Ona göre insanın rasyonel kararlar verebildiği doğru değildi ve insan vahşi bir hayvan idi. Kitle zihninin işleyişine merak duyan Freud, kullanılan toplumsal kontrol stratejilerinden olan ‘rıza mühendisliğini’ ortaya atan öncü isimdi. Aynı zamanda Edward Bernays iyice ünlendi. Ekonomik kriz ise kapıdaydı. 29 Ekim 1929’da piyasa çöktü. Freud demokrasinin merkezinde yer alan ‘‘bireysel özgürlük’’ idealinin imkansız olduğunun farkındaydı. 2. Dünya Savaşı ise kapıdaydı. Almanya’da Adolf Hitler başa geçti ve demokrasinin tehlikeli olduğunu çünkü bencil bir bireyciliği ortaya çıkardığını yaymaya başladı. Binlerce insan Hitler’in yanından geçerken tamamen çıldırıyorlardı. 1939’da Freud öldü. Son dönemlerinde iyice umutsuz bir portre çizen Freud, gerisinde bilinçaltı, rüyalar, arzular, kitlelerin psikolojisi üzerine yazdığı eserleri bıraktı.

Latest posts by Uzman Psikolog İlayda Tüter (see all)

Bir cevap yazın