Kitap Önerisi: Duygusal Çeviklik, Susan David

Kitap Önerisi: Duygusal Çeviklik, Susan David

Hayatta ilerlerken hangi yolu seçmemiz gerektiğini ya önümüzde neler olduğunu bize gösterecek çok az şey vardır. Bizi kayalıklar kadar duygusuz ilişkilerden uzak tutacak deniz fenerleri yoktur. Bunun yerine korku, kaygı, mutluluk ve neşe gibi duygularımız, aynı zamanda hayatın karmaşık akıntılarından güvenle geçmemize yardımcı olmak için gelişmiş bir nörokimyasal sistemimiz vardır. Gözü kör eden öfkeden masum aşka kadar bütün duygular dış dünyadan gelen önemli sinyallere verdiği anlık fiziksel tepkilerdir. Duygularımız tehlike işareti, romantik ilgi belirtileri, akranlarımız tarafından kabul edildiğimizi veya dışlandığımızı gösteren ipuçları gibi bilgileri aldığında gelen bu mesajlara fiziksel olarak uyum sağlarız. Tabii ki çoğu yetişkin, kendini unutması yıllar sürecek uygunsuz aleni gösterilerde bulunmaya iten duygularına karşı kontrolünü nadiren bırakır. Çoğunluk insan, genelde duygusal açıdan otomatik pilotta hareket eder.: Durumlara gerçek bir farkındalığı, hatta gerçek iradesi olmadan tepki verir. Bu kitap duygularımızın daha fazla farkına varmamızı, duygularımızı kabul edip onlarla barışmamızı ve sonra da duygusal çevikliğimizi artırarak geliştirmemize yardımcı olmayı amaçlıyor. Duygusal çeviklik gevşemekle, sakinleşmekle ve daha anlamlı bir yaşam sürmekle ilgilidir. Duygusal uyarı sistemimizde nasıl tepki vereceğimizi seçmekle ilgilidir. İnsanın Anlam Arayışı adlı kitabında Frankl’ın dediği gibi: ‘‘Uyaran ve tepki arasında boşluk vardır. O boşlukta tepkimizi seçme gücümüz bulunur. Tepkimizde de gelişimimiz ve özgürlüğümüz yatar. 

Kendini Göstermek

Woody Allen bir zamanlar ‘‘Başarının %80’i kendini göstermektir.’’ demişti. Bu kitabın bağlamında kendini göstermek düşüncelerinizle, duygularınızla ve davranışlarınızla istekle, merakla ve nezaketle yüzleşmek anlamına gelir. Bu düşünce ve duyguların bir kısmı o an için geçerli ve uygundur. Bu düşünce ve duygular ister gerçekliğin doğru yansımları, isterse gerçeğin çarpıtmaları olsun, iki durumda da kim olduğunuzun bir parçasıdırlar ve onlarla birlikte çalışıp ilerlemeyi öğrenebiliriz.

Araya Mesafe Koymak

Düşünceleriniz ve duygularınızla yüzleştikten sonraki hareket, onlarla aramıza mesafe koyup hepsini oldukları gibi, yani sadece düşünceler ve duygular olarak görmektir. Bunu yapmakla duygularımız ve onlara verdiğimiz tepkiler arasındaki Frankl’ın dediği açık, yargısız boşluğu doldurmuş oluruz. Ayrıca zor duygularımızı yaşarken onları tanımlayabiliriz ve tepki vermenin daha uygun yollarını bulabiliriz. Kayıtsız gözlem, geçici zihinsel durumlarımızın bizi kontrol etmesini engeller. Araya mesafe koyarak kazandığımız daha geniş bakış açısı kendinizi satranç tahtasında önceden tayin edilmiş hamlelerle kısıtlanmış herhangi bir taş gibi değil de bir sürü olasılığı olan bir satranç tahtası gibi görmeyi öğrenmemiz anlamına gelir. 

Amacınız Doğrultusunda Yürümek

Kendinizi toplayıp zihinsel süreçlerinizi yatıştırdıktan, düşünceleriniz ile kendiniz arasında gereken boşluğu yarattıktan sonra aslında sizi siz yapan özünüzdeki değerlere ve en önemli amaçlarınıza odaklanmaya başlayabilirsiniz. Ürkütücü, acı verici veya rahatsız edici duygusal malzemeyi fark edip kabul etmek ve sonra kendimizi ondan ayırmak bize geleceği göz önünde bulunduran yanımızla daha fazla ilişki kurma becerisi kazandırır. Bu yanımız da duygu ve düşüncelerimizi uzun vadeli değerlerimiz ve isteklerimizle bütünleştirir, aynı zamanda istediğimiz geleceğe ulaşmak için yeni ve daha iyi yollar bulmamıza yardımcı olur. 

Yola Devam Etmek 

Geleneksel kişisel gelişim programları, değişimi büyük amaçlar ve mutlak dönüşümler ama araştırmalar bunun tam tersini destekliyor: Değerlerinize uygun ve bilinçli bir şekilde ince ayar çekmek, hayatınızda çok büyük değişikler yaratabilir. Bu özellikle de günlük tekrarlar yoluyla hayatımızın rutin ve alışkanlığa dayalı kısımlarında ayarlamalar yaptığımız ve sonrasında değişim için muazzam bir güç kazandığımız zamanlar için geçerlidir. Duygusal çeviklikliğin nihai hedefi, mücadele ve gelişim hissini ömür boyu iyi ve canlı tutmaktır. 

İyi okumalar dilerim  🙂

Latest posts by Uzman Psikolog İlayda Tüter (see all)

Bir cevap yazın