Bilişsel Davranışçı Terapi

Albert Ellis 1950‘lerde Bilişsel Davranışçı Terapi ekolünün yayılmasından sorumlu baş figürdür. Bu zamana değin onun bireysel yaklaşımı Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi en popüler bilişsel yaklaşımlardandır. Ellis psikoanalitik ekolde eğitimi tamamlarken bu bakış açısının hatalarını göz önünde bulundurmuştur. 1950’li yıllarda Ellis davranışçı öğrenme teorisiyle ilgilenmeye başlar. Psikanalizle öğrenme teorisinin birçok ortak noktasının olduğunu çünkü ikisinin de erken dönemdeki koşullanma davranışıyla ilgilendiğini vurgular. Buna rağmen eyleme geçmenin ve iç görü sahibi  olmanın çocuk yaştaki zorluklarım ve yetişkinli döneminde yaşanan zorlukların çözülmesinde önem taşıdığını ifade eder. Ellis’e göre dilin kullanımı duygusal problemlerde önemli rol oynamaktadır çünkü dil sayesinde birey korkularını, kaygılarını açıklama imkanı bulur. Ellis özellikle stoik felsefenin, Epictetus’un bakış açısından etkilenmiştir. Epictetus der ki bireyler olaylardan değil olay hakkındaki kişisel çıkarımlarından etkilenirler. Ellis’e göre problemler üç önemli kaynaklardan ötürü gerçekleşir: düşünce, duygu ve davranış. Fakat Ellis’in en önem verdiği kaynak bilişselliktir. Ellis’in tezine göre insanlar kendi rahatsızlık verici duygularını bilinçli veya bilinçaltı yoluyla kendileri oluştururlar. Eğer bu doğruysa Ellis’e göre insanlar kendi kapasiteleri ve kaynaklarıyla sağlıklı ve sürdürülebilir değişimlere imza atabilirler. Aşağıdaki model Ellis’in Bilişsel Davranışçı Terapide en yaygın kullandığı modeldir. 

Foto 1: Düşünceler duyguları, duygular davranışları, davranışlarsa düşünceleri yaratır. 

İrrasyonel Düşünceler

Ellis’e göre çoğu insan irrasyonel ya da mantık dışı düşüncelere başvurur ki bu da birçok problemi beraberinde getirir. Çok fazla üstüne düşülmeyen bu düşünceler bir jenerasyondan diğerine geçer ve hikmet olarak kabul görür. Ellis bu gibi düşüncelere ‘ön yargı’ adını verir. Bu yargılar bireysel ve sosyal değişim sayesinde değişebilirler. 

Uzman Psikolog İlayda Tüter
Latest posts by Uzman Psikolog İlayda Tüter (see all)

Similar Posts

  • İkigai Uygulama Rehberi: Toşogu, Üç Maymun Öğretisi

    Seyahatimizin son durağı Japon ikonografisinin en kıymetli simgelerinden biri olan üç bilge maymunun bulunduğu Nikko kentidir. Efsanevi Toşoğu tapınağında bulunan ahşaptan yapılma üç maymun heykeli iç avludaki yapılardan birini süslüyor. İlk maymun kulaklarını kapatıyor, ikincisi ağzını üçüncüsü ise gözlerini. Bu simgesel yapının kökeni Konfücyüs’ün yazılarından alınan Japon deyişine dayanıyor: Kötüye bakma, kötüyü dinleme, ve kötü…

  • ACABA AŞK MI?

          Aşk çoğu zaman karanlığı aydınlığa çevirirken çoğu zaman ise  sizi o aydınlıktan bir anda dibe çekebilir. Aslında baktığımızda uzaktan her şey güzel gibi görünse de çoğu zaman içerisi yarı karanlık olabiliyor çünkü bazen hayal ettiklerimizle karşılaşamayabiliyoruz. Bana göre aşk emektir bir tende iki yürektir. Bazen çok sevdiğimizi ya da sevildiğimizi zannedebiliyoruz fakat hiç ummadığımız…

  • İkigai Uygulama Rehberi: Kaizen, Devamlı Değişim

    Kaizen kelimesi Japoncada ”ıslah etmek, iyileştirmek” anlamına gelmektedir. Bununla birlikte Japon endüstrisi tarafından kullanıldıktan ve 2. Dünya Savaşının ardından tüm iş dünyasına yayılan anlamı ”aralıksız değişim” veya ”devamlı değişim felsefesi” olarak bilinmektedir. Zamanın büyük kısmında kendimize belirlediğimiz bir hedefe ulaşmak için aralıksız çaba sarf etmenin, üst düzey bir operasyondan çok daha etkili olduğu bilinmektedir. Toyota:…

  • İkigai Uygulama Rehberi-Kelimelerin Gücü Adına

    ”Ruhların Kaçışı” adlı animasyon filmde hamam işleten kötü yürekli cadı Yubaba,  sonsuza kadar onun için çalışan insanların adını çalar. Sözlük anlamı ”bin kulaç” olan Chiciro’ya ise adını unutması için Yubaba tarafından büyü yapılır. Büyü ondan sadece adını almakla kalmaz, gerçekleri de unutmasına sebep olur. Kızın anıları kaybolur, kişiliği değişir ve kimliği de yavaş yavaş kaybetmeye başlar….

  • Hümanizm

    Hümanizm felsefi ve etik anlamda bireyin anlam bulma ve kritik düşünebilme yetisinin vurgulandığı bir akımdır. Hümanist psikoloji Alfred Adler, Abraham Maslow, Carl Jung ve Karen Horney tarafından ortaya atılmış bir kuramdır. Victor Frankl bireylerin zor durumlarda(e.g. konsantrasyon kamplarında vb.)nasıl ayakta durabileceklerini araştırmıştır. 1950 ve 1960‘larda psikodinamik ve davranışçı akıma ters olarak hümanist akım gelişmeye başlamıştır….

  • İkigai Felsefesine Giriş

    Bugün sizlerle İkigai felsefesini konuşmak istiyorum. Garcia & Hernandez (2017)’nin yeni çıkan kitabında da bahsettiği üzere İkigai felsefesi 4 temel uğraştan yola çıkarak ortaya atılmış antik bir felsefedir. Bu 4 uğraş MİSYON, MESLEK, TUTKU ve UĞRAŞ’tır. Okinowa’da yanı dünyanın en uzun yaşayan insanların olduğu Japon kentinde doğanlar herkesin bir İkigai’si olduğunu söylerler. Aşağıdaki diyagramda İkigai…

Bir yanıt yazın